Tarihe Yolculuk: Baskının Evrimi
Doğu Anadolu'da bir üniversitenin bünyesinde kurulan Hurufat Baskı Müzesi, ziyaretçilerini matbaacılığın büyüleyici dünyasına davet ediyor. On binlerce metal harf, 38'in üzerinde baskı makinesi ve sayısız tarihi malzeme, matbaacılığın gelişimini gözler önüne seriyor. Müze, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin matbaa tarihine dair kapsamlı bir bilgi kaynağı oluşturuyor. Hem öğrenciler hem de araştırmacılar için paha biçilmez bir kaynak olan müze, haftanın belirli günlerinde ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Bu benzersiz koleksiyon, geleneksel baskı yöntemlerinin inceliklerini anlamak ve gelecek nesillere aktarmak için ideal bir platform sunuyor. Müzenin kuruluş amacı, baskı sanatının önemini vurgulamak ve bu tarihi mirası korumak.
Kapsamlı Bir Koleksiyon: Metal Harfler ve Makineler
700 metrekarelik alana yayılan müzede, Türkiye'nin en büyük baskı müzesi unvanını taşıyan koleksiyon yer alıyor. 40'a yakın baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası makine, ziyaretçileri geçmişe bir yolculuğa çıkarıyor. On binlerce metal harf (hurufat), sadece Latin alfabesini değil, Arap alfabesini de kapsıyor. Matematik sembollerinin de bulunduğu bu zengin koleksiyon, matbaacılığın evrimini ve çeşitliliğini gösteriyor. Müzede, hurufatın tek tek yeniden üretildiği kurşun döküm atölyeleri de bulunuyor. Bu atölyelerde, geleneksel yöntemlerle atık kağıtlardan yeni kağıt üretimi de gerçekleştiriliyor. Mikrometreler, numaratörler ve diğer matbaa malzemeleri, ziyaretçilere baskı süreçlerini daha iyi anlamaları için detaylı bilgi sağlıyor. Yıllarca hizmet vermiş ve mükemmel şekilde korunmuş kalıplar, müzenin en değerli parçaları arasında yer alıyor.
Bir Üniversite Mirası: Kitap ve Belgeler
Müzenin bir bölümü, bir üniversitenin 1950'lerden 2010'lara kadar basılmış kitap ve belgelerine ayrılmış. Bu arşiv, üniversitenin tarihine ve akademik yayıncılığın gelişimine ışık tutuyor. Ziyaretçiler, bu tarihi belgeleri inceleyerek, baskı teknolojilerinin zaman içindeki değişimini gözlemleyebiliyorlar. Müze, sadece bir sergi alanı değil, aynı zamanda Atatürk Üniversitesi'nin akademik mirasını sergileyen bir platform görevi görüyor. Üniversite bünyesindeki bu müzenin kurulması, ülkemizin kültürel mirasının korunmasına büyük bir katkı sağlıyor. Ayrıca, müze Erzurum şehrine yeni bir kültür turizmi alanı eklemesi ile şehir ekonomisine de katkı sağlıyor. Müzenin ücretsiz olması, herkesin bu kültürel zenginliğe erişebilmesini sağlıyor.